Baba olduğumda anladım ki baba oğul kavgalarında kaybeden taraf hep babalar olurmuş.
Hayatın bir mektep olduğunu dört yıllık kiracım Feraye öğretti bana. O gün anladım ki şu fani dünyada son nefesine kadar talebedir insan.
Şimdi size samimi bir soru soracağım: İnsan yetmişinden sonra değişir mi? Cevabınızı bilemem ama bir kadına körkütük aşık olacak kadar çok değiştim ben. Yaşamım boyunca farkında olmadan bazı tabuların esiri olmuşum. Yetmişinden sonra esiri olduğum o tabuları yıkmanın hazzını yaşadım. Sonuç mu? Yıktığım her tabu, aştığım her çizgi beni adım adım özgürlüğe taşıdı.
Ben Cevdet; Almanya’da yabancı, öz yurdumda Almancı derler bana. Benimle yarım asırlık gurbet yolcuğuna çıkmak istersen; tahta bir bavul ve yüreğine sığmayan umutlarınla Sirkeci Garı’nda buluşalım.
Serpil Meriç –
Gitmek isteyenin önünde kimse duramaz ama ya o hasret!
Orada “yabancı” burada “Almancı” Cevdet.Kendi hafif,gamı kederi yükü ağır bavullar Anadolu’dan Almanya ‘ya umudu,özlemi, hasreti taşırlar.Gözyaşı vardır hüzün vardır ayrılık vardır bir daha görememek vardır kaderlerinde. Cevdet ‘te az dil dökmemişti Almanya’ya gidebilmek için babasına.Gidip 3 yıl kalıp parasını biriktirip dönecekti memleketine.Hepsi yoksulluktan kurtulup daha rahat bir yaşam içindi.Zordu gurbet,çalışmaktan yana sıkıntısı yoktu ama ya o burnunda tüttüğü evlatların karısının hasreti.İşte insan hep birşeyler öğreniyor hayattan.Kazandığı parayı kendi için harcamaya kıyamıyordu.İleriki yıllarda rahata erince harcayacaktı.Gençti,şimdi daha çok çalışıp biriktirmeliydi.Ama ya kaybettikleri bunları düşünmeye bile zamanı yoktu.Çünkü O çalışmaktan başka birşey bilmiyordu .Gurbetliği bitip döndüğünde
harcayamayacağı kadar malı mülkü vardı.Yılların eskittiği fötr şapkası,kareli gömleğiyle tam bir Almancı’ydı.Eli sıkıydı.Zor kazanmıştı paralarını böyle kolay harcayamazdı.Kiracısı Feraye’nin kapısına gittiğinde tüm dünyası değişti.70 yaşında saçını,kıyafetini,arabasını değiştirecek kadar paraları hesapsızca harcayarak ve aşık olacak kadar değişti .Yıllarca bastırdığı tüm duyguları gün yüzüne çıkmıştı.Eh be Cevdet amca oldu mu şimdi.Atalarımız boşuna dememişler 40 ından sonra azanı teneşir paklar diye .Az kalsın aşkın uğruna karından,
çocuklarından,canından olacaktın.Yine Allah’ın
sevgili kuluymuşsun ki yıllar önce Almanya’ya götürdüğün bavulun içinden çıkıp özgürlüğüne kavuştun.Okurken ara ara gözlerim dolduğunu itiraf edebilirim.Özellikle Pakize’yi düşündükçe ve geçmişin keşkeleriyle heba olan hayatını temize çekerken haksızlığa uğratacağı insanlar aklıma geldikçe.Herşey zamanında güzel ,herşey tadında bu aşk bile olsa.
Yazar,sade bir dil ,akıcı bir anlatımla hayatın içinden bir hikayeyi tüm sıcaklığı tüm samimiyetiyle kaleme almış.Satır aralarında gizlenen sizi düşünmeye sevk eden cümleleri geçmişinizi sorgulatacak türden.Her sülalede kimin yok ki bir Alamancı akrabası ☺️Yoksa bile şimdi Cevdet amca var.O artık bizden biri.Bu da yazarımızın başarısı diye düşünüyorum.